Ankara Hazır Çim

Çim Alanların Yıl Boyu Bakımı

Çim alan üzerinde bulunabilecek tehlikelerden haberdar olmalısınız ve bunu yapmanın en iyi yolu alanı baştan aşağı yürümenizdir.

Alanı yakından tanıyın. 

Sık sık çim alan üzerinde yürüyüş yapın. 
Çim alan üzerinde bulunabilecek tehlikelerden haberdar olmalısınız ve bunu yapmanın en iyi yolu alanı baştan aşağı yürümenizdir ve bu yürüyüşleri sık aralıklarla yapmalısınız. Bu tehlikelere örnek vermek gerekirse sulama sisteminde yerine oturmamış fıskiye başlıkları, tavşan-fare veya köpekler tarafından açılmış olan çukurlar, mantar oluşumu, seyrelmeye başlamış bölgeler, danaburnu veya farklı zararlıların neden olduğu hasarlar sıralanabilir. Ayrıca bu işlemin çimleri biçerken de yapılmasını sağlamalısınız. Zira bu sayede alan üzerinde gözlemlemiş olduğunuz olumsuzluklar kolayca görülebilir ve gerektiği hallerde oluşacak hasar büyümeden önlem alınabilir.

I. Çim Alanların Yönetimi

Doğal çim kaplı sahaları ideal koşullarda tutabilmek her zaman için zor bir uğraştır. Özellikle de kısıtlı bütçelerle bu iş daha da zor bir hal almaktadır. Yine de çok güzel ve bakımlı çim sahaları bulunan okullar, belediyelere ait parkların varlığı, yüksek kalitede çim dokusuna sahip olan alanlar için her zaman yüksek harcamalar gerektirmediğini bizlere göstermektedir. 

Çim alanda sorunlu drenaj, hiç durmayan yoğun trafik, bakım konusunda yeterli kontrollerin olmaması gibi durumlarda çimlerin gelişimi konusundaki çabaları olumsuz yönde etkilemesi muhtemeldir. 

II. Yabancı Ot Kontrolü

Sağlıklı, sık dokulu bir çim saha; her zaman için yabancı otların yetişmesi ve sorun olmasının önüne geçmek için en iyi yöntemdir. Zayıflamış, seyrelmiş çim dokusu olan sahalarda ise yabancı otların yerleşmesi daha kolay olmaktadır ve bu gibi seyrek, zayıf çim dokusu olan sahalarda yabancı ot mücadelesi daha zordur.

Yabancı otların mekanik yöntem ile yani el ile tek tek sökülmesi çok gerçekçi bir seçenek değildir. Bu yüzden yabancı otlarla, çıkış sonrası kimyasallar kullanılarak mücadele edilmelidir. Bu kimyasallar seçici özellikte olup yabancı otlar tesis olduktan sonra ve genellikle geniş yapraklı bitkilere karşı etkili olmaktadır. Genel kural olarak bu kimyasallar, yabancı otlar henüz genç bitkilerken ve aktif büyüme gösterdikleri dönemlerde uygulanmalıdır. İlaçlama için ideal zamanlama aşırı sıcak olmayan ancak sıcak, yağmur ve sulamanın en az 3 - 4 gün sonra olacağı ve rüzgarsız bir gündür. Kullanılacak olan kimyasalların zehirli olduğu unutulmamalı ve bu uygulamayı yapacak olan kişinin ilaçlama konusunda tecrübeli olması gerekmektedir.


III. Hastalıkların Kontrolü

Kullanılan çim türlerinin seçimi, doğru bir gübreleme ve kültürel uygulamaların her biri sağlıklı, hastalıklara karşı daha dirençli bir çim dokusunun oluşması açısından ayrı ayrı önem taşımaktadır. Eğer çim dokusu zayıf ve hastalıkların gelişebilecekleri uygun iklim koşulları hakimse, ortaya çıkabilecek hastalıkların açabileceği hasarın boyutları da daha büyük olacaktır. Gübreleme programlarıda hastalıkların ortaya çıkmasında rol oynamaktadır. Örneğin çok yüksek miktarda azot ( N ) uygulanması mantar hastalıklarına yol açarken çok düşük azot uygulanması halinde de bitkiler;      ‘ dollar spot’, ‘red thread’ ve pas hastalıklarına karşı daha az dirençli olabilmektedir. Düşük pH ve düşük potasyum ( K ) seviyeleride birçok zararlı hastalığın olumsuz etkilerini arttırmaktadır.
Yapılacak olan gözlemler sayesinde çim üzerinde oluşan, değişik iklim koşullarını daha iyi anlaması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar karşısında daha iyi uygulamalar yapılmasını sağlayacaktır.

IV. Zararlıların Kontrolü

Çim sahalarda çok çeşitli böcek ve zararlıların yaşadıkları bilinmektedir. Zararlılarla mücadele aslında belli başlı zararlıların çim saha üzerindeki popülasyonlarının çok arttığı ve zarar vermeye başlaması ile devreye sokulmalıdır. En çok dikkat edilmesi gereken zararlı Danaburnu dur. Bazı kurt ve tırtıllar ve hatta gözle görülemeyen nematodlarda bu zararlılara örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca fare, tavşan ve köstebeklerin sahaya zarar vermeleri de söz konusu olabilmektedir ve bunlara karşı gözlem yapılması yerinde olacaktır.
Saha üzerinde kuş aktivitesinin artması veya belli bölgelerde yoğunlaşması da o bölgede böcek varlığına işaret eden bulgulardır. Böcek ve zararlılara karşı kullanılacak olan ilaçların uygulanması sırasında azami özen gösterilmeli, uygulayacak olan personelin gerekli teçhizat ile kişisel korunmasını sağlaması ve tercihan bu konuda tecrübeli birisi olmasına dikkat edilmelidir.

V. Gübreleme Programının Düzenlenmesi

Besin ihtiyacı toprağın verimliliğine bağlıdır. Bu yüzden yılda en az bir kere yapılacak olan ve çim gelişimi için gerekli olan azot ( N ), fosfor ( P ) ve potasyum ( K ) ile gerekli olan başlıca mikro besinlerin miktarını gösteren toprak analizi yapılması yerinde ve yararlı bir uygulama olacaktır.

Toprağın yüksek oranda asidik ( pH ın düşük olması ) veya alkali ( pH ın yüksek olması ) durumlarında ise demir ( Fe ) veya magnezyum ( Mg ) takviyesi gerekli olabilmektedir. Toprak analizi neticesinde hangi ana besin ve hangi mikro besin elementlerinin gübreleme programınıza ilave edilmesi gerektiği konusunda daha detaylı bilgiyi elde etmiş olursunuz. 

Gübreleme

Bu konu çim sahalarda özellikle önemlidir zira yoğun ve yıpratıcı trafik altında zarar gören çim yapraklarının en kısa sürede tamir olabilmesi ve arzu edilen sık dokulu sağlıklı bir çim yüzey için toprakta yeterli miktarda besin maddeleri çim için hazır bulundurulmalıdır. Aktif büyüme olan dönemlerde özellikle azota ihtiyaç duyulmaktadır. 6 haftalık periyodlarda verilmesi gereken miktar ise çim türüne göre düzenlenmelidir. Ayrıca toprak dokusunun geçirgenliği de verilecek olan gübre miktarını ve verilme sıklığını arttıracaktır.
Eğer yavaş çözünen gübreler kullanılmayacaksa; gübrelemenin, yılın en sıcak dönemi ve soğuk, ıslak kış ayları haricinde 6 haftalık periyodlarda yapılması yerinde bir uygulama olacaktır. 
Burada esas olan toprak analizlerinin gösterdiği doğrultuda eksik olan asıl besinlerin ve mikro elementlerin bitkilerin ihtiyacını karşılayacak düzeyde tedarik edilmesidir. 

Bu konuda önerimiz yılda 5 kez gübreleme yapılmasıdır. 
 
Ankara için örnek vermek gerekirse,
 
  1. Mart sonu – Nisan başı ( havaların ısınması - + 15 C sonrasında )
  2. Mayıs ortası
  3. Haziran sonu
    Temmuz ve Ağustos ayında gübre verilmemelidir!
  4. Eylül 10 civarı
  5. Ekim sonu – Kasım başı 
Kullanmanız gereken miktar yapılacak olan toprak analizi sonuçları ve tercih etmiş olduğunuz çim türleri birlikte değerlendirilmesi neticesinde belirlenmelidir. Ancak bu toprak analizinin olmadığı durumlarda genel olarak uygulanması gereken gübre miktar ve çeşidi aşağıdaki gibi olmalıdır:
 
1. / 2. / 3. ve 4 üncü gübreleme için ( İlkbahar – Sonbahar Dönemi )
- Amonyum Sülfat ( Şeker Gübre ) verilecek ise 20-25 gr / m2
- NitroPower ( 33 lük Gübre ) verilecek ise 15-20 gr / m2
 
5 inci gübreleme için ( Sonbahar – Kış Öncesi Dönem )
- Kompoze Gübre ( 15-15-15 vb. ) 35- 40 gr / m2
 
Yukarıda verilmiş olan gübre miktar ve çeşitleri piyasada kolaylıkla bulunabilecek ve alternatiflerine göre en ucuz seçenekler olarak önerilmektedir. Bunlar dışında bir gübre kullanılacak olması durumunda miktar konusunda dikkatli davranılmalı ve yukarıda verilmiş olan miktarlar genel olarak korunmalıdır.
 
Fazla miktarda gübre verilmesi de yanlış bir uygulamadır. Bu gibi durumlarda çimler hastalık ve zararlılara karşı dirençlerini yitirebilir ve aşırı yaprak büyümesi de keçeleşmeyi hızlandırarak ve daha çok biçim yapılmasını da beraberinde getirecektir. Bu durum hem maliyetlerinizi arttıracak hem de çim üzerindeki trafik ve biçme makinalarının yaratacağı toprak sıkışmasını da arttıracaktır.
 
Ayrıca çok yüksek miktarlarda uygulanan azot çimlerin hızlı büyümelerine yol açacaktır. Bu durumda yapraklar çok hızlı bir büyüme gösterirken bitkilerin kök gelişimi aynı hızda olmayabilir. Bu da bitkinin besin maddesi olarak karbonhidratları yeterli miktarda depolayamaması ve zayıf düşmesi demektir. 
 
Dikkat edilmesi gereken bir diğer hususta toz veya granül gübrelerin çimler kuru halde iken yüzeye serpilmesi ve daha sonra sulama yapılmasıdır. Sulamanın az yapılması gibi bir durumda da verilen gübre miktarı azaltılmalıdır. Zira bitkilerin gübreler ile sağlanan besinleri alabilmeleri için suya ihtiyaç duymaktadırlar. Ayrıca gübrenin çim üzerinde tek bir noktaya bol miktarda dökülmesi gübre yanıklarına yol açacağından gerekli dikkatin gösterilmesi ve gübrelerin çim alan üzerinde homojen bir şekilde dağıtılması gerekmektedir.
 
Yukarıda verilmiş olan ana besin maddeleri haricinde yılda 1 kez uygulanacak olan ikincil besin maddeleri ve iz elementlerin de çim alanınızın daha sağlıklı bitkilerden olmasına yardım edecektir.
 

VI. Sağlıklı ve Güzel Bir Çim Saha İçin Biçme

Çim biçme işlemini sadece çimlerin uzaması halinde yapılması gerekli bir uygulama olarak algılıyorsanız ya da çimlerin çok uzun olduğunu düşündüğünüz için biçim yapıyorsanız çim alanınızı doğru şekilde kullanmıyorsunuz demektir. Esasen çimlerin biçilmesindeki amaç; sık, halı gibi bir dokudaki gibi çimlerinizin sıklaşması ve çok güzel görünen, trafiğe ve yaralanmalara dayanıklı bir dokuya kavuşmasını sağlamaktır. Ayrıca düzgün biçim teknikleri sayesinde bitkilerin kök gelişimleri de olumlu yönde etkilenmekte ve bu da daha sağlıklı çimlerin oluşmasına yardım etmektedir.

Biçim konusunda genel öneriler şunlardır;

Düzenli Bakım

Aktif büyüme sezonunun en yüksek olduğu dönemlerde sıklaşan, düzenli bir biçme programı belirleyin. Özellikle bu dönemlerde sık sık biçim yapılması çok önemlidir. Optimum sıklıkta bir çim dokusu elde etmek için haftada 1 kez biçim yapılması sık karşılaşılan bir uygulamadır.

Ayrıca bilinmesi gereken önemli bir  konu da bitkinin hiçbir zaman tek bir seferde 1/3 ünden fazlasının kesilmemesi gerektiğidir. Eğer çimlerin çok uzamasına müsaade edip, biçim esnasında 1/3 ünden fazlasının kesilmesine sebep olursanız, bitki, köklerinde sakladığı besinleri tüketerek eksilen yapraklarını tamamlamak isteyecektir. Bu da zamanla köklerin azalmasına ve hatta yok olmasına ve buna bağlı olarak çimlerin seyrelmesine sebep olacaktır. Bu yüzden hiçbir zaman çimler çok kısa biçilmemelidir. 

Çimlerinizi Tanıyın

Değişik çim türlerinin birbirlerinden farklı ideal biçme yükseklikleri bulunmaktadır. Ama her durumda biçme işlemi sık sık yapılmalı ve hiçbir zaman çim boyunun 1/3 ünden fazla olmamalıdır. Eğer arzu edilen çim boyu 5 cm ise, çimlerin boyu 7 - 7,5 cm olduğunda biçilmeli ve arzu edilen 5 cm e düşürülmelidir.

Biçim yüksekliği çim sahaların sağlığı açısından çok önemli bir konudur. Kısacık biçilmiş çimlerde oynamak daha kolay ve göze daha hoş görünse dahi, çok kısa biçilmiş çimler strese maruz kalmaktadır. Ayrıca çim üzerindeki aktivitelerin yoğunluğu da biçme yüksekliğine etki eder. Yoğun trafiğe maruz kalan sahalarda bitkilerin kendilerini yenileyebilmeleri için sağlıklı bir kök yapısına ve buna bağlı olarak daha yüksek biçilmeye ihtiyaç gösterir.

Biçme Yönünün Değiştirilmesi

Her ne kadar sahanın şeritler halinde görülmesi için bilerek hep aynı yönde biçim yapılıyor olsa da, biçim yönünün her defasında değiştirilmesi çim yapraklarının sürekli olarak aynı yöne yatmasını engeller. Sürekli olarak aynı yöne yatan çimlerin hepsini aynı boyda biçmek mümkün değildir.

Biçme Makinasının Bıçaklarının Keskin Olması

Her zaman keskin, bileylenmiş bıçaklarla biçim yapılmasına özen gösterin. Keskin olmayan bıçaklarla biçim yaptığınızda bu sadece çimlerin daha sarı ve kuru görünmesine sebep olmakla kalmaz aynı zamanda bitkinin hastalık organizmalarına karşı daha zayıf düşmesine de sebep olursunuz. Bitkinin yaprak uçlarına vermiş olduğu hasar yanında keskin olmayan bıçakların çim bitkilerini kökünden yerinden çıkarmasıda gözlemlenmiş olumsuzluklardandır.

Çimler Islakken Biçim Yapmaktan Kaçının

Hastalıklı organizmalar nem tanecikleri ile saha içerisinde başka bölgelere taşınabilmektedir. Ayrıca toprak ıslakken ağır makinalar ile sahada biçim yapılması toprağın sıkışmasına ve bunun sonucunda daha sık kök havalandırması yapılmasına ihtiyaç duyulacaktır.

Biçme makinanızın temizliği de hastalıkların yayılmasında önemli rol oynamaktadır. Özellikle mantar hastalıklarının bir bölgeden diğer bölgelere taşınmaması için hasta olduğu gözlemlenmiş bölgede biçim yaptıktan sonra makine temizlenmeli ve ancak ondan sonra bir başka bölgede biçim yapılmalıdır.

VII. Sulama Uygulamaları

Çim kalitesi, verilen su miktarının aşırı fazla veya az olması nedeniyle olumsuz yönde etkilenecektir. Çok sık sulanan ve yüzeyin uzun sürelerle rutubetli kalmasına neden olan hallerde çimler hastalıklara karşı daha az dirençli olurlar. Ayrıca yüzeyin ıslatılmasının yarattığı diğer bir olumsuzluk,  köklerin kısa kalmasıdır ki bu da sağlıklı çimler açısından çok kötü bir durumdur. Bir diğer sorunda yüzeye çıkan kılcal köklerdir ve bu da keçeleşmeyi hızlandırır.

Sulamanın asıl amacı aktif büyüme döneminde yeterli suyun tedariği ve bu sayede çimlerin dengeli ve düzenli bir gelişim göstermesidir.

Verilmesi gereken su miktarını etkileyen faktörler; çim türü, yağmur sıklığı ve miktarı, hava sıcaklığı ve buna bağlı buharlaşma miktarı, gölge alanların bulunması, çimlerin genç veya erişkin olmaları, toprak dokusu ve geçirgenliği, gübre uygulamaları ve sahadaki eğim miktarıdır.

Çimlerin su ihtiyacı olup olmadığını anlamak için uygulayabilecek olduğunuz en basit yöntem çimler üzerinde yürümeniz ve gözlem yapmanızdır. Yürümüş olduğun bölgeye 15 – 20 dakika sonra baktığınızda ayak izlerinizi görüyorsanız çimlerinizi suya ihtiyacı var demektir. Zira yapraklar susuz olduğundan yatık durumda daha uzun kalacaklardır ve sizin ayak izlerinizi görmenize olanak sağlayacaktır.

Yeni Çimlendirilen Bölgelerin Sulanması

Rulo çim ile yeni çimlendirilmiş alanlarda kökler tesis oluncaya kadar farklı bir sulama rejimi uygulanmasına ihtiyaç duyar. Bu, çimlerin 5 - 7,5 cm derinliğinde ve toprağın doygunluk noktasına ulaşıncaya kadar sulanması ve sonra kurudukça aynı şekilde derin sulama yapılması demektir. Bu şekilde iki hafta içinde kökler tesis olacak ve bundan sonra normal sulama programına geçilebilecektir.

Tohum ekme yöntemi ile çimlendirilen sahalarda ise toprağın doygunluğa erişmeden ancak satıhta her tarafın aynı oranda nemli kalması ve bu durum tohumlar filizleninceye kadar sürdürülmesi çok kritik önem arz eder. Yeni çimlenmiş bitkilerin kurumamasına özen gösterilmelidir. Hava sıcak ve kuru ise daha sık sulama yapılmalıdır ve bu durum günde 5 kereye kadar çıkabilir. Bitkilerin çimlenmesi ve kök atmaya başlamalarından sonra daha derin ancak daha az sıklıkta sulama yöntemine geçilebilir ki bu da bitkilerin daha derin suya ulaşmak için kök gelişimini teşvik eden bir uygulamadır. İlk ay sonunda ise normal sulama programına geçilebilir.

Erişkin Çimlerin Sulanması

Genel kural erişkin çimlerin susuzluk belirtisi gösterdiklerinde sulama suyunun toprağın 10 - 15 cm derinliğe ulaşmasını sağlamaktır. Buna olanak sağlamak için iklim koşullarına bağlı olarak haftada iki gün sulama yapılmalıdır. Ancak bu durum değinmiş olduğumuz gibi kesin değildir. Zira hava koşulları, toprağın su tutma kabiliyeti gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.

Örnek vermek açısından, killi topraklarda ideal derinlikte ( 10 - 15 cm ) sulama yapmak için 2,5 cm derinlikte verilen su, yaklaşık olarak 12,5 cm derinliğe kadar ulaşabilmektedir. Tınlı topraklarda verilecek olan 2 cm derinliğinde su 15 cm derinliğe kadar toprağı ıslatacaktır ki bu miktar kumlu topraklarda daha da azalacaktır. Ancak unutulmaması gereken bir diğer konu da kumlu ve tınlı topraklarda daha sık sulama yapılmasının gerekeceğidir.

Çok sık veya çok yüzeyden yapılan sulama çimlerin strese girmesine ve ayrıca derin olmayan köklere bağlı olarak daha çok yaralanmalarına sebep olacaktır. Saha gözlenmeli, çimlerde ortaya çıkan susuzluk belirtileri dikkatlice değerlendirilmeli ve bunların dışında sahanın kullanım programı da sulama programı hazırlanırken göz önüne alınmalıdır. Ayrıca unutulmamalıdır ki aşırı miktarda verilen su bitkilerin yeterli miktarda solunum yapmalarına da mani olacaktır.

Uyarılar !

Yüksek miktarlarda uygulanacak olan suda çözünen azotlu gübreler bitkilerde yaprak büyümesini hızlandıracak ve buna bağlı olarak bitkilerin su ihtiyaçları da artacaktır. Bu yüzden azot miktarı konusunda duyarlı olunmalıdır.

Genel kural olarak gece boyunca çimlerin ıslak kalacağı şekilde akşamları sulama yapmaktan kaçınılmalıdır. Bu şekilde geceleri ıslak kalan çimlerde hastalık riski yükselmektedir. Yine genel olarak sulama için en uygun zaman sabahları 06 - 09 saatleri arasıdır ve bu saatlerde ısı göreceli olarak daha düşük olduğundan buharlaşma da daha az olmaktadır ki bu daha etkili bir sulama yapmanız anlamına gelir. Aşırı sıcak dönemlerde çimleri serinletmek ve ısı stresine maruz kalmamalarını sağlamak maksatlı olarak öğleden sonra saat 14:00 - 15:00 gibi kısa süreli sulamalar yapılabilir ancak her koşulda saat 17 den sonra sulama yapmaktan kaçınılmalıdır.

Ankara da gündüz ile gece arasındaki sıcaklık farklılıkları oldukça yüksek olduğundan akşam ve gece yapılan sulama özellikle olumsuzluklara yol açmaktadır. Gece ısı düştüğünden buharlaşma azalmakta ve çim alan üzerinde bulunan keçe tabakası mantar hastalıklarının çok sevdiği rutubetli, ılık ortam oluşmasına olanak sağlamaktadır. 

Bu konuda çok yaygın olarak karşılaşmakta olduğumuz bir diğer yanlış ise gerçek bir şehir efsanesidir. “ Güneşte sulanan çimler üzerinde kalan su damlacıkları büyüteç etkisi yapar ve çimlerin yanmalarına sebep olur ” efsanesi tamamen bilim ve akıl dışı bir uydurmadır. Bu söylenti gerçek olsa idi tüm dünya üzerinde güneş altında yağmur yağan tüm çim alanların ( tropik iklim kuşağındaki ülkeler dahil olmak üzere ) yok olmaları gerekmez miydi? veya milyonlarca dolar değerindeki spor sahalarında güneş altında bir müsabaka öncesinde ve devre arasında çim alanlar sulanır mıydı? veya Rulo çim üretimi yapılan binlerce dönüm alanda sulama yapılmadan nasıl çim yetiştirilebilirdi? 

Otomatik sulama sistemi bulunan alanlarda ve Ankara için önerimiz sabahları 5 - 7 dakika su verilmesidir. Bu durum aşırı sıcakların hissedildiği Temmuz ve Ağustos aylarında öğlen sıcaklarında ilave olarak 5 dakika daha su verilmesidir. Bu ölçüde verilecek su miktarı ısı, toprak dokusu vb. faktörlerleri de düşünerek ortalama olarak hesaplanmıştır ve yağış durumu da dahil edilerek gerekli ayarlamalar yapılmalıdır.

VIII. Diğer Kültürel Uygulamalar

Kök Havalandırması

Toprak dokusunun sıkışması ve kötü bir drenaj çim sahaların başlıca düşmanlarıdır. Saha üzerindeki trafik yoğunluğu gibi yağışlar, rüzgar etkisi ve çim köklerinin yaşamsal döngüleri toprak partiküllerini sıkıştıracak ve bu da bitkilerin köklerinden aldığı hava miktarını kısıtlayacaktır. Aslında toprak sıkıştıkça topraktaki gözenekler kapanmakta, su geçirgenliği azalmaktadır ve köklerin gelişimine izin vermeyerek bitkileri olumsuz yönde etkilemektedir. 

Eğer sıkışmış olan toprak uzun sürelerle sıkışık halde bırakılacak olursa zaman içerisinde çim dokusu incelip, seyrekleşecek ve nihayetinde de tamamen kelleşecektir.

Çim sahalarda yapılan kök havalandırma işlemi sayesinde çimler daha sağlıklı kalabilmektedir. İdeal uygulama en azından yılda bir kez kök havalandırmasının yapılmasıdır ancak maalesef bu nadir görülen bir uygulamadır. 

Kök havalandırması uygulaması için başlıca üç yötem vardır. Bunlardan ilki ve en gelişmiş olanı toprakta 10 cm aralıklarla 1 cm çapında ve 7 - 10 cm derinliğinde silindir şeklinde parçaların çıkarıldığı ve oluşan deliklere hazırlanmış olan kum ağırlıklı bir karışımın saha üzerinde zincir bir paspas çekilerek doldurulması ( üst kaplama işlemi ) sayesinde yapılandır. Bir diğer yöntem dikey biçimdir ve bu işlem de düşey bıçaklı biçme makinasının çim üzerinde dolaşırken toprağa batarak yarıklar açması ile gevşetilmesi yolu ile yapılan havalandırmadır. Ayrıca yine üzerinde çivi şeklinde çıkıntıların bulunduğu bir silindirin çim üzerinde dolaşırken toprakta 5 - 7 cm derinliğinde deliklerin açıldığı bir yöntem de sık kullanılan bir kök havalandırma yöntemidir.

Kök havalandırmasının yararları arasında daha derin bir kök yapısı, daha az sulama ihtiyacı ve daha az ara ekim sayılabilir. Ayrıca bu işlem sayesinde oluşmuş olan keçe tabakası da azaltılmış ve toprakta açılan delikler sayesinde köklerin daha fazla oksijen alabilmelerine de olanak sağlanmış olacaktır. Kök havalandırması, eğer silindirik toprak parçalarının çıkarılması yöntemiyle yapılacaksa ortaya çıkan toprak parçaları kullanılacak olan üst kaplama malzemesine karıştırılarak kullanılabilir.

 

Keçe Tabakasının Temizlenmesi

Çim sahaların ihtiyaç duyduğu yüksek miktarlardaki azot kullanımının keçeleşmeyi hızlandırdığı bilinmektedir. Esasen keçeleşme, erişkin bitkilerdeki gelişme ve kardeşlenme hızının, ölen çimlerin çürümelerinden daha hızlı olduğu durumlarda gözükmektedir.

Keçe tabakasının 2,5 cm den az olduğu durumlar genellikle problem oluşturmaz. Hatta çim için bazı yararları da vardır. Örnek olarak bir yastık vazifesi görecek ve çimlerin daha az yıpranmasına yardımcı olacak, toprağın rutubetini daha uzun süre koruyabilmesine yardımcı olacak ve aşırı sıcaklarda yalıtım vazifesi görecek ve toprağa organik madde ilave edecektir. Ancak bu tabakanın daha da kalınlaşması ise sorunlara yol açacaktır. Bu sorunlar da toprağa ulaşan su miktarını ve toprak yüzeyindeki hava dolaşımını kısıtlaması ve zararlılar ile hastalık yapan organizmalarında kolayca barınabilecekleri bir ortam yaratmasıdır. Ayrıca kalın keçe tabakasında gelişen kök ve rizomlar da susuzluktan ve soğukta daha çabuk etkileneceklerdir.


Sayfayı Paylaş

Copyright © 2025 Ankara Hazır Çim. Her hakkı saklıdır.